NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-İTK

<< 1491 >>

ذكر ما يستدل به على منع بيع أمهات الأولاد

22- Ümmü Veledlerin Satılamayacağını Söyleyenlerin Delilleri

 

أخبرنا عمرو بن منصور قال ثنا الحكم بن نافع قال أنا شعيب عن الزهري قال أخبرني عبيد الله بن محيريز الجمحي أن أبا سعيد أخبره أنه بينا هو جالس عند النبي صلى الله عليه وسلم جاء رجل من الأنصار فقال يا رسول الله إنا نصيب سبيا فنحب الأثمان فكيف ترى في العزل فقال النبي صلى الله عليه وسلم أوانكم لتفعلون ذلكم لا عليكم أن لا تفعلوا ذلكم فإنها ليست نسمة كتب الله أن تخرج إلا هي خارجة

 

[-: 5024 :-] Ebu Said'in bildirdiğine göre kendisi, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyorken Ensar'dan bir adam geldi ve: "Ya Resulallah! Cariyelerimizle birlikte oluyor, ancak onları satıp kazanç elde etmeyi de istiyoruz. Onlarla gireceğimiz ilişki sonucu çocuk olmaması (ümmü veled konumunda olmaması) için azil yapmamız konusunda ne dersin?" diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) de:

 

"Niye siz bunu yapıyorsunuz? Bunu yapıp yapamamanız bir şey ifade etmez. Zira Yüce Allah dünyaya gelmesini takdir ettiği her can mutlaka doğacaktır" karşılığını verdi.

 

5025, 5026, 5027, 5028, 5029, 5030, 5462, 9037, 9038, 9039, 9040, 9041, 9042 ile 9046. hadislerde tekrar gelecektir. - Tuhfe: 4111.

 

Diğer tahric:  Buhari (2542, 5210), Müslim 1438 (125, 126, 127, 129, 130, 131, 132), Ebu Davud (2170,2172), İbn Mace (1926), Tirmizi (1138), Ahmed, Müsned(1l438) ve İbn Hibban (41911)

 

 

أخبرنا هارون بن سعيد بن الهيثم الأيلي قال حدثني خالد بن نزار قال حدثني القاسم بن مبرور عن يونس بن يزيد قال بن شهاب أخبرني عبد الله بن محيريز القنوشي أن أبا سعيد الخدري أخبره أنه بينا هو جالس عند رسول الله صلى الله عليه وسلم قال رجل من الأنصار يا رسول الله إنا نصيب سبايا ونحب الأثمان فكيف ترى في العزل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أوانكم تفعلون ذلك عليكم أن لا تفعلوا فإنها ليست نسمة كتبت أن تخرج إلا وهي خارجة

 

[-: 5025 :-] Ebu Said el-Hudrı'nin bildirdiğine göre kendisi, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyorken Ensar'dan bir adam: "Ya Resulallah! Cariyelerimizle birlikte oluyor, ancak onları satıp kazanç elde etmeyi de istiyoruz. Onlarla gireceğimiz ilişki sonucu çocuk olmaması (ümmü veled konumunda olmaması) için azil yapmamız konusunda ne dersin?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de: "Siz bunu yapıyor musunuz? Bunu yapıp yapamamanız bir şey ifade etmez. Zira dünyaya gelmesi takdir edilen her can mutlaka doğacaktır" karşılığını verdi.

 

Tuhfe:4111.

 

 

أخبرنا علي بن حجر قال ثنا إسماعيل ومغول بن جعفر قال ثنا ربيعة عن محمد بن يحيى بن حبان عن بن محيريز قال دخلت أنا وأبو صرمة على أبي سعيد الخدري فسأله أبو صرمة فقال يا أبا سعيد هل سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يذكر العزل قال نعم غزونا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم غزوة بني المصطلق فسبينا كرائم العرب فطالت علينا العزبة ورغبنا في الفداء فأردنا أن نستمتع ونعزل فقلنا نفعل ورسول الله صلى الله عليه وسلم بين أظهرنا لا نسأله فسألنا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال لا عليكم أن لا تفعلوا ما كتب الله خلق نسمة هي كائنة إلى يوم القيامة إلا ستكون

 

[-: 5026 :-] ibn Muhayriz der ki: Ebu Sirma ile Ebu Said el-Hudrı'nin yanına girdik. Ebu Sirma ona: "Ey Ebu Said! Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in azil konusunda bir şey dediğini duydun mu?" diye sorunca, Ebu Said dedi ki:

 

"Duydum! Beni Mustalik savaşına gittiğimizde Araplardan bir grup kadını esir aldık. Bekarlık bize ağır gelip kadınları arzu etmeye başladık. Onlardan çocuklarımız olmadan, sonradan satabilmemiz için azil yapmak istedik, ama Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) aramızdayken ona sormadan mı azil yapacağız, diye düşündük. Bunu ona sorduğumuzda: «Bunu yapıp yapmamanız bir şey ifade etmez. Zira kıyamete dek olması (dünyaya gelmesi) mukadder olan her canlı mutlaka olacaktır» buyurdu."

 

Tuhfe: 4111.

 

Diğer tahric:  Buhari (2542, 5210), Müslim 1438 (125, 126, 127, 129, 130, 131, 132), Ebu Davud (2170,2172), İbn Mace (1926), Tirmizi (1138), Ahmed, Müsned(1l438) ve İbn Hibban (41911)

 

 

أخبرنا عبد الملك بن شعيب بن الليث بن سعد قال حدثني أبي عن جدي قال حدثني يحيى بن أيوب عن ربيعة بن أبي عبد الرحمن عن محمد بن يحيى بن حبان عن بن محيريز قال دخلت أنا وأبو صرمة على أبي سعيد الخدري فسألناه عن العزل فقال أبو سعيد أسرنا نساء بني المصطلق فأردنا أن نعزل فقال بعضنا لبعض تعزلون وفيكم رسول الله صلى الله عليه وسلم لا تسألونه فقلنا يا رسول الله أسرنا كرائم العرب أسرنا نساء بني المصطلق وأردنا أن نعزل ورغبنا في الفداء قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا عليكم أن لا تفعلوا فإنه ما من نسمة كتب الله عليها أن تكون إلى يوم القيامة إلا وهي كائنة

 

[-: 5027 :-] ibn Muhayriz der ki: Ebu Sirma ile Ebu Said el-Hudri'nin yanına girdik ve ona azil konusunu sorduk. Ebu Said dedi ki: Beni Mustalik kadınlarını esir almıştık. Onlarla ilişkiye girmeyi ancak (sonradan satmayı düşündüğümüzden ümmü veled konumuna düşmemeleri için) azil yapmayı istedik. Bazımız:

 

"Henüz aranızda bulunan Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bunu sormadan azil mi yapacaksınız?" diye çıkışınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e: "Ya Resulallah! Araplardan, Beni Mustalik kabilesinden bir grup kadını esir aldık. Onlarla ilişkimizde de azil yapmayı istiyoruz. Zira, sonradan onları satmayı da düşünüyoruz" diyerek bunun hükmünü sorduk. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bunu yapıp yapmamanız bir şey ifade etmez. Zira Yüce Allah kıyamete dek dünyaya gelmesini takdir ettiği her canlı mutlaka gelecektir" karşılığını verdi.

 

Tuhfe: 4111.

 

Diğer tahric:  Buhari (2542, 5210), Müslim 1438 (125, 126, 127, 129, 130, 131, 132), Ebu Davud (2170,2172), İbn Mace (1926), Tirmizi (1138), Ahmed, Müsned(1l438) ve İbn Hibban (41911)

 

 

أخبرنا عبد الملك بن شعيب بن الليث قال حدثني أبي عن جدي قال بن أيوب حدثني عقيل عن بن شهاب عن أبي محيريز عن أبي سعيد نحوه

 

[-: 5028 :-] ibn Şihab da, ibn Muhayriz vasıtasıyla Ebu Said'den benzerini bildirir.

 

Tuhfe: 4111.

 

Diğer tahric:  Buhari (2542, 5210), Müslim 1438 (125, 126, 127, 129, 130, 131, 132), Ebu Davud (2170,2172), İbn Mace (1926), Tirmizi (1138), Ahmed, Müsned(1l438) ve İbn Hibban (41911)

 

 

أخبرنا أحمد بن سليمان قال ثنا يزيد قال أنا هشام عن محمد عن أخيه سعيد بن سيرين قال قلت لأبي سعيد الخدري هل سمعت من رسول الله صلى الله عليه وسلم في العزل شيئا قال نعم سألنا رسول الله صلى الله عليه وسلم عن العزل فقال وما هو فقلنا الرجل تكون له المرأة المرضع فيكره أن تحمل فيعزل عنها أو تكون الجارية له ليس له مال غيرها فيصيب منها فيكره أن تحمل فيعزل عنها فقال لا عليكم أن لا تفعلوا ذلكم فإنما هو القدر

 

[-: 5029 :-] Ma'bed b. Sirin anlatıyor: Ebu Said el-Hudri'ye: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in azil konusunda bir şey dediğini duydun mu?" diye sorduğumda, Ebu Said şu karşılığı verdi:

Duydum! Bir ara Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e azil konusunu sormuştuk da: "O nasıl oluyor?" karşılığını vermişti. Biz: "Kişinin bazen emziren bir hanımı olur da hamile kalmasını istemez veya bir cariyesi olur, ancak ondan başka malı da bulunmadığı için ilerde satabilsin diye hamile kalmasını istemez ve azil yapar" dediğimizde: "Bunu yapıp yapmamanız bir şey ifade etmez. Zira çocuk konusunda takdir ne ise aynısıyla olacaktır" buyurdu.

 

Tuhfe: 4303.

 

Diğer tahric:  Buhari (2542, 5210), Müslim 1438 (125, 126, 127, 129, 130, 131, 132), Ebu Davud (2170,2172), İbn Mace (1926), Tirmizi (1138), Ahmed, Müsned(1l438) ve İbn Hibban (41911)

 

 

أخبرنا أحمد بن سليمان قال ثنا يزيد وهو بن هارون قال أنا بن عون عن محمد عن عبد الرحمن بن بشر فرد الحديث إلى أبي سعيد الخدري قال قلنا يا رسول الله الرجل تكون عنده المرأة ترضع فيصيب منها فيكره أن تحمل وتكون عنده الجارية فيصيب منها ويكره أن تحمل فيعزل عنها قال لا عليكم أن لا تفعلوا فإنما هو القدر

 

[-: 5030 :-] Ebu Said el-Hudri anlatıyor: Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'e: ''Ya Resulalıah! Birimizin yanında emziren bir kadın oluyor da ilişki sonucu hamile kalmasını istemiyor veya kişi yanında bulunan cariyesiyle ilişkiye girmek istiyor, ancak hamile kalmasını istemediği için azil yapıyor. Bu konuda ne dersin?'' dediğimizde: "Bunu yapıp yapmamanız bir şey ifade etmez. Zira çocuk konusunda takdir ne ise aynısıyla olacaktır" karşılığını verdi.

 

Tuhfe: 4113.

 

Diğer tahric:  Buhari (2542, 5210), Müslim 1438 (125, 126, 127, 129, 130, 131, 132), Ebu Davud (2170,2172), İbn Mace (1926), Tirmizi (1138), Ahmed, Müsned(1l438) ve İbn Hibban (41911)